Friday 11 December 2015

`Der Balkon der Anderen`


Etraflarda çok güzel balkonlar var. Ve ben güzel balkon gördükçe dayanamayıp fotoğrafını çekiyorum. Balkonların tadını çıkarmak için illa bizim olması gerekmiyor zaten. Henüz çok fazla birikmedi ama gördükçe buraya ekleyeceğim.




Viyana`daki balkonları sıralarken, ünlü Avusturyalı mimar Hundertwasser`in Viyana`daki tasarladığı evi ve onun balkonu atlamayım dedim. Şu binanın güzelliğine bakar mısınız? Ben de mimar olsam, böyle rengarenk binalar yapardım herhalde..

https://www.wien.info/en/sightseeing/sights/hundertwasser-house-vienna


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Hırvatistan`ın Istria yarımadasının Rovinj şehrinden bir yeşil köşe..



Yine Istria`dan, Pula şehrinden.. Istria yazısı için buraya tıklayabilirsiniz.


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Brüksel`den bir balkon karesi



Belçika Bruges`den su içinde otantik bir ev ve balkon manzarası.


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Şaziye, Nihan ve Güven`le geçirdiğimiz çok güzel bir 2013 cuma gününden. İstanbul Galata kulesinin tepesinden aşağılara bakarken bu yeşil köşeyi farketmişim. Seneler sonra resimlere bakarken farkettim ki, grinin içindeki bu yeşil köşenin fotoğrafını ayrıca çekmişim. Bende yeşil aşkı hep vardı sanırım.


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bu da, karşı balkon komşumuz Franziska ablanın balkonu. Bahar, sonbahar ve kış versiyonları..





 
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Daha bitmedi. Zaman geçmiyor ki, `başkalarının balkonu` başlığının altında yer edinmeye hak kazanan başka balkonlar olmasın. 2016 Ağustos gezimizden `bi değişik` Amerika`ya uzanıyoruz. New york şehrinden post-modern balkon manzaraları:

Manhattan`in ortasındaki bir gökdelende vaha yaratma çalışmaları



Manhattan köprüsünün yanına sıkışmış bir teras balkon evi.

Ve tabi ki New york`un en sevdiğim noktalarından biri olan, devasa beton yığıntıların içinde hayata bir nebze olsun neşe katan ama bir o kadar da kendine has hikayesi olan  `High line`.  Eğer bir gün Amerika gezimiz hakkında yazmayı becerebilirsem, eminim ki High line hakkında bolca yazacağım. 

Bir varmış bir yokmuş, siyah beyaz Amerikan filmlerindeki gibi bir New york şehri varmış. Şehrin en önemli noktalarından birisi de adı üstünde `meatpacking` bölgesi imiş. Bu canlı ve yoğun bölgeye çalışan bir de tren hattı varmış. Zaman geçmiş, bölge önemini yitirmiş, tren yolu şehrin ortasında amaçsızca kalakalmış. Bir grup girişimcinin çabalarıyla, bu apartmanların arasında kıvrıla kıvrıla dolanan tren yolu bir nevi şehir bahçesine çevrilmiş. Şimdi 2.3 km`lik turistik ama aynı zamanda yerel halkın da yoğun olarak uğradığı bir yürüyüş yolu olmuş. High line`la ilgili daha fazla şey okumak isteyenler  şuraya göz atabilir: high line. Söylentilere göre, High line, şehir bölgecilik kitaplarında önemli bir konsept olarak yerini almış bile.




Eski tren rayları arasından fışkıran hayat..





High line`dan gün batımı:



Sıradaki balkonumuz(?!), Boston`da lahanalarıyla, çiçekleri, patlıcanlarıyla domatesleriyle varolan bir `community garden`: `Kendall square roof garden`

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
2016 Haziran`da Madrid, Porto ve Lisbon`daydık. Güneşli şehirlerden çeşitli balkon ve sokak manzaralarıyla karşınızdayım. Güneş bol olunca, sadece insanlar değil, bitkiler de mutlu.



Sarkan sukulentler, saran sarmaşıklar, açan zakkumlar, yağan yağmurlar ve sonrasında çıkan gökkuşağı.. 



~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Madrid`de zamanımız az. Daha çok balkon keşfetmeye Porto`ya devam ediyoruz. Balkonlardan sarkan sukulentler, bol manzaralı yerlerde güneşlenen kaktüsler beni benden alıyor :)



Evler, balkonlar, hayatlar, insanlar, ay ışığı, gölgeler



Balkonlar şehri Lizbon ve mahalleleri




Lizbon kalesinden diğer yamacın görüntüsü. Ortadaki bahçeye dikkat!




Balkonlarda, sukulentler ve kediler uyum içinde. Sağdaki sarkan sukulent `donkey`s tail`.



Mutlu çiçekler



Devam edecek..

2016 Kasım, Gülsah

No comments:

Post a Comment